Ben buradayım gel bana sarıl der
Sevince daha güzel olur der
İçimde sen varsın der
İçinde ben varım der İstanbulDudak olur, ar olur
Rüzgar olur, dar olur
Çığlık olur, mahcup olur
Sana da bana da tek yön O’dur İstanbulDeli gibi kızar fena
Kadın gibi küser bana
Ateş gibi düşer ama
Bulut olur bakar bana İstanbulÖmer gibi yaşayasam
Ömer Serdar Ören
Resûl diye dolaşasam
Hakk’ın rıza kazanasam
Bırak beni vuslata varam İstanbul
Etiket: şiir
Dinle kardaş bu bir ulu nasihat — Medineli Hacı Osman Akfırat (k.s.)
Dinle kardaş bu bir ulu nasihat….
Dinle kardaş bu bir ulu nasihat
Kulak vermessen duyamazsın ha…
Nefsine aldanıp kaçırma fırsat
Arasan bir dahi bulamazsın ha….
İyilik edersen hem başa kakma
Sakın bir kimsenin gönlünü yıkma
Bu dünya fanidir tümüne bakma
Zevkü sefasına doyamazsın ha…
Sahipsiz bahçenin derme gülünden
Sakın sapma kardaş hakkın yolundan
Söyle bilki azrailin elinden
Cıva olsan dahi kayamazsın ha…
Yalan dünya olsa tapulu malın
Alırsan içinden bir top bez alın
Kovanlarda dolu olsa da balın
Bir katrasın dahi yiyemezsin ha…
Akıbet başa bu gelecek inan
Sakın bu söze eyleme güman
Azrail gelince hiç vermez aman
Taşı taş üstüne koyamazsın ha…
Kırılır kanadın belin bükülür
Gözlerinde cevher kalmaz dökülür
Bütün damarlarından kanın çekilir
Eğninden libasın soyamazsın ha…
İletipte tenaşire koyunca
Biri gelir cesedini yuyunca
Yakasız ak gömlek ister boyunca
Hem onuda bulup giyemezsin ha…
Ölüm acısıyla yürek dağlarlar
Hep kavim kardaşın kara bağlarlar
Oğlun kızın figan edip ağlarlar
Birinin feryadını duyamazsın ha…
Sorgucular gelir hemen durmadan
Gidemezsin cevabını vermeden
Yedi kez sual var kabre varmadan
Birinden birini sayamazsın ha…
Nazik tenin toprak olur beleşir
Münkir nekir gelir çabuk ulaşır
Sorarlar suali dilin dolaşır
Bir cevap bulupta veremezsin ha…
Ey gafil aç gözünü gel biraz intibaha
Üçgünlük dünya için kalkma at gibi şaha
Çalış hak gözet böylece er felaha
Bari yüzün ak olsun giderken ALLAH’a….
Medineli Hacı Osman Akfırat (k.s.)
Kaynak: http://www.evliyalar.net/medineli-haci-osman-akfirat-k-s/
Yunus Emre Şiirleri
Bu sayfaya gelen değerli dostlar; Allah rızası için Yunus Emre (kuddise sırruhu) hazretlerinin ruhuna bir Fatiha-ı Şerif okuyana Allah (celle celalühü) şefaatini nasip etmesi duasıyla. Amin.
BEN YÜRÜREM YANE YANE
Ben yürürem yane yane, Aşk boyadi beni kane
Ne akilem ne Divane, Gel gör beni aşk neyledi
Gah eserem yeller gibi, Gah tozaram yollar gibi
Gah akaram seller gibi, gel gör beni aşk neyledi
*\* **
Akan sulayın çağlaram, Dertli cigerem dağlaram
Şeyhim anuban ağlaram, gel gör beni aşk neyledi
Ya elim al kaldır beni, ya vaslına erdir beni
Çok ağladım güldür beni, gel gör beni aşk neyledi
*\* **
Mecnun oluban yürürem, ol yari düşte görürem
Uyanıp melul oluram, gel gör beni aşk neyledi
Miskin Yunus biçareyem, baştan aşağı yareyem
Dost ilinden avareyem, gel gör beni aşk neyledi
*\* **
Akıl : Akıllı
Divane : Deli, Meczup
Melül : Elem
Gönül Calab’ın Tahtı
Bugün beni çok etkileyen bir şiir paylaşmak istedim. Her mısrada, her kıtada ayrı anlam deryaları içeren Yunus Emre’nin “Gönül Calab’ın Tahtı” şiiri.
Bazı yerlerinde tam olarak ne dediğini anlamadığım halde ruhumun derinlerinde gizli yerlere dokunan bu dizeler, her okuduğumda beni farklı yerlere sürüklüyor.
Not: Bilinmeyen kelimelerin açıklamaları şiirin altına eklenmiştir.
GÖNÜL CALAB’IN TAHTI
Miskinlikte buldular, kimde erlik var ise
Merdivenden ittiler, yüksekten bakar ise
Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar
Dış yüzüne o sızar içinde ne var iseAk sakallı pir hoca, bilemez hali nice
Emek vermesin hacca, bir gönül yıkar ise
Sağır işitmez sözü, gece sanar gündüzü
Kördür münkirin gözü, alem münevver iseGönül Calab’ın tahtı, Calap gönüle baktı
İki cihan bedbahtı, kim gönül yıkar ise
Sen sana ne sanırsan ayruga da onu san
Dört kitabın manası budur eğer var iseBildik gelenler geçmiş, konanlar geri göçmüş
Yunus Emre
Aşk şarabından içmiş, kim mana duyar ise
Yunus yoldan azuban, yüksek yerde durmasın
Sinle sırat görmeye, sevdiği didar ise
- Dem-be-dem : Zaman zaman
- Münevver : Bilgili, aydın
- Calap : ALLAH
- Pir koca : İhtiyar
- Bedbaht : Talihsiz
- Sin : Mezar
- Sırat : Cennet yolu
- Didar : Allaha kavusma, hakkın yüzü
- Ayruk : Başkası
- Sanmak : istemek